Makale
Prof. Dr. Ali DAŞKIN[1]
Giriş
Zengin tarihi ve kültürel mirasına sahip olan Türkiye, uzun süredir tarımsal alanda gerçekleştirdiği değişim ve dönüşüm becerisiyle göze çarpmaktadır. Türkiye dünya ile birlikte yeni yüzyılına girerken tarım ve hayvancılığının gelişmesi, ekonomik büyümesi ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasında çok önemli bir rol oynayacaktır. Türkiye, tarım ve hayvancılığına yenilikçiliği, iyi tarım uygulamalarını, teknolojilerini ve sürdürülebilir uygulamaları adapte ederek tarımda liderler arasında yer alma, başta kendi geniş etki alanında olmak üzere dünyanın geri kalanına da örnek olma potansiyeline sahiptir. Türkiye Rusya dahil tüm Avrupa’da 40 ülke içinde bölgesinde önemli bir tarımsal üretim yanında zengin hayvan varlığı ve hayvansal genetik çeşitliliği ile bu hedefe oldukça yakındır.
Teknolojik Gelişmelere Uyum
Önümüzdeki Yeni Türkiye Yüzyılı’nda Türk tarımı ve hayvancılığı teknolojik gelişmelerin kullanımı ile büyük bir atılım yaratma potansiyeline sahiptir. Yapay zekanın, insansız hava araçlarının ve sensörlerle çalışan iş makinalarının gücünden yararlanan hassas tarım uygulamaları çiftçilerin ve yetiştiricilerin tarımsal destek ve kaynak tahsislerini optimize etmesine, israfı engelleyerek girdileri en aza indirmesine ve üretkenliği artırmasına olanak tanıyacak; akıllı çiftçilik teknikleri, ziraat, çiftlik hayvanları, toprak ve iklim koşullarının gerçek zamanlı olarak izlenmesine olanak tanıyarak verimliliğin artmasına ve üretimde çevresel etkilerin azalmasına imkan sağlayacaktır. Nesnelerin interneti ile üretim cihazlarının entegrasyonu, birbirine bağlı tarımsal üretim sistemleri yaratarak verimliliği ve üretimde sürdürülebilirliği artırabilecektir. Kaldı ki sahip olduğu altyapı sayesinde hali hazırda kullanmakta olduğu üretim metodları ve teknolojileri yaygınlaştırması halinde dahi büyük ilerleme adımları atacağı kesindir.
Üretim Hedefleri ve Veri Yönetimi
Türkiye bölgesel ve ülke bazında olmak üzere kayıtlı verilerin detaylı analizi ile mevcut durum saptamaları yaparak oluşturacağı rekabetçi üretim politikaları ile tarımsal üretimde güçlü yönlerine odaklanabilecektir. Bölgeler hatta işletmeler arası ulaşılabilir üretim ve geliştirme hedefleri yeni üretim tekniklerinin kullanımını teşvik edecektir.
Sürdürülebilir Uygulamalar ve Çevre Yönetimi
Önümüzdeki Yeni Türkiye Yüzyılı’nda çevresel sürdürülebilirlik, iyi ve hassas tarım uygulamaları ve verimlilik tarımsal kalkınmanın ön saflarında yer alacaktır. Artan küresel nüfus ve iklim değişikliği ile ilgili artan endişeler nedeni ile sürdürülebilir uygulamaları benimsemek çok önemli olacaktır. Sürdürülebilirlik uygulamaları kapsamında organik tarım yöntemlerinin, azaltılmış kimyasal girdilerin, verimli su yönetim sistemlerinin uygulanması, toprak verimliliğinin, hayvansal ürün ve biyolojik çeşitliliğin ve su kaynaklarının korunmasına katkıda bulunacaktır. Tarımsal ormancılığın, hayvan ve hayvansal üretimin ve ağaçlandırma programlarının vurgulanması, çölleşmeyle mücadeleye ve iklim değişikliğinin üretime ve verim özelliklerine etkilerinin hafifletilmesine yardımcı olacaktır.
Bölgesel Hayvancılık
Büyük ve değişken bir coğrafi yapıya sahip Türkiye, tarımsal üretimde olduğu gibi hayvancılık politikalarını da coğrafi bölgelere göre yeniden gözden geçirmelidir. Bölgelerin sahip olduğu gen kaynakları alt yapı analizi güncellenerek coğrafyaya uyumlu tür ve ırklar belirlenmelidir. Doğası gereği iklim ve coğrafi yapıya uyum sağlamış tür ve ırklara göre üretim planlaması ilerletilmelidir. Bu alanda rekabetçi bölgelerin tür ve ırk genetik kaynaklarına öncelik verilerek hayvan başına verim ve üründe kalite doğrultusunda tarımsal destek programları mutlaka yetiştirici ve uygulayıcı eğitim programları ve yetiştiriciye servis sağlayanlar üzerinden yeniden tasarlanmalıdır.
Ürün Çeşitlendirme ve Katma Değerli Üretim
Türkiye’nin kendi iç pazarının yanında küresel pazarın nüfus yapısı ve yoğunluğuna bağlı değişen talepleri karşılamak için Türk tarım ve hayvancılığının ürün yelpazesini çeşitlendirmesi ve katma değerli üretime odaklanması gerekecektir. Yüksek değerli ürünlere, organik ürünlere ve niş ürünlere ağırlık verilmesi, yeni ihracat fırsatlarının kapılarını aralayacak ve Türk çiftçi ve yetiştiricisinin uluslararası pazarda rekabet gücünü artıracaktır. Sahip olduğu gen kaynağı çeşitliliği yeni ve özellikli ürünlerin geliştirilmesine kaynak oluşturacak potansiyele fazlasıyla sahiptir. Bu amaca yönelik olarak araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmak yeniliği teşvik edecek ve yeni tarım ve hayvansal ürünleri ve bunları işleme tekniklerinin yaratılmasını sağlayarak kırsal alanlarda ekonomik büyümeyi ve yeni iş alanları yaratmayı teşvik edecektir. Özellikle hayvancılıkta, sahip olduğu katma değer yaratacak verim ve kalitede niş ürünler ortaya çıkarabilecek nitelikteki gen kaynaklarını yeni teknolojilerin kullanımı ile geliştirerek fark yaratacaktır. Yerli gen kaynaklarının keşfedilmemiş ya da yeterince pazarlanamamış özellikleri, coğrafyaya uygun adaptasyon, yapı, dayanıklılık, direnç, sağlık ve kaliteli verim özellikleri uluslararası pazara yeni ürün sunumunda rekabetçi bir potansiyel olarak orada durmaktadır. Bilimsel ve yenilikçi yöntemlerle geliştirilerek öne çıkarılacak bu özellikler sürdürülebilir bir üretim için potansiyel kaynaklarıdır.
Çiftçileri, Yetiştiricileri ve Kırsal Toplulukları Güçlendirmek
Tarımsal kalkınma, çiftçileri, yetiştiricileri ve kırsal toplulukları güçlendirmeden gerçekleştirilemez. Eğitim, öğretim ve teknik yardıma erişimin artırılması, çiftçileri modern tarım uygulamalarını benimsemeleri için gereken bilgi ve becerilerle donatacaktır. Kooperatifleri ve çiftçi birliklerini teşvik etmek işbirliğini teşvik edecek, küçük ölçekli çiftçilerin ölçek ekonomilerinden faydalanmalarını, pazarlara erişmelerini ve rekabetçi fiyatlar üzerinde pazarlık yapmalarını sağlayacaktır. Ek olarak, iyileştirilmiş yol ağları, yerleşim alanları, sulama sistemleri, pazarlara ve elektriğe erişim dahil olmak üzere kırsal altyapıyı geliştirme yaşam kalitesini artıracak ve özellikle gençleri tarımda kariyer yapmaya çekecektir. Tarım ve hayvancılık desteklerinin bilimsel ve teknolojik yöntemler kullanımına yönlendirilmesi özellikle genç nüfusun bu alanda üretim faaliyetlerine katılımını teşvik edecektir. Yeni teknolojilerin kullanımına yatkınlıkları nedeniyle gençleri tarımsal üretime yönlendirmek Türkiye için zor olmayacaktır. Nüfus yapısının gençliği Yeni Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye için önemli bir rekabet avantajı olacaktır. Bu anlamda yetiştiricilerin özellikle kırsal kesim ve aile tipi işletmelerin geleneksel üretim modelinden yeni tekniklerle üretime katılabilmesi için gereken eğitim çalışmaları süreklilik oluşturacak bir organizasyona dönüştürülmelidir. Yetiştirici eğitimleri yetiştirici birliklerinin temel görevi haline getirilerek bu faaliyetler yetiştirici eğitimi ile paralel olarak ve sertifika temelli uygulayıcı, servis sağlayıcı ve uzman personel eğitimleri destek kapsamına alınmalıdır. Yapılacak doğrudan tarımsal destekler eğitim faaliyetleri ve ürün performansı üzerinden düzenlenmeli, yarışmalar ve ödül yöntemleriyle yetiştirici ve çiftçilerin üretime ilgileri canlı tutulmalı, teşvik edilmelidir. Veteriner Hekim ve Ziraat Mühendisleri gibi alan uzmanlarının yeniden tasarlanarak zorunlu ve süreli hale getirilen eğitimleri ile yenilikçi teknolojilerin yetiştiricilere aktarılmasını sağlayacak olan Türkiye, bu alanda üretimin rekabetçi ve sürdürülebilirliğini sağlayacaktır.
Tarımsal Destekler
Hayvancılığa destek hemen hemen her ülkenin stratejik olarak uyguladığı bir yöntemdir. Şüphesiz ki Türkiye desteksiz, sürdürülebilir, karlı ve rekabetçi bir hayvancılık üretimini hedeflemelidir. Buna ulaşmanın temel yolu bilimsel ve teknolojik geliştirme ve üretim yöntemlerinin kullanımına yönelik destekler oluşturmaktan geçmektedir. Yetiştiricilerin doğrudan ürün destekleri yeni yüzyıl başında yerini dolaylı destekler olarak onları yeni geliştirme ve üretim tekniklerinin kullanımına teşvik eden uygulamalara yönlenmelidir. Yetiştiricilerin yeni tekniklere doğrudan ulaşmalarının zorluğu hatta mümkün olmadığı düşünülerek yetiştiriciye servis sağlayan zincir paydaşları Veteriner Hekimler ve Ziraat Mühendisleri ve işletmeleri aracılığı ile destekler yetiştiricilere ulaştırılmalıdır. Örnek olarak, en etkili genetik ilerleme ve verimlilik sağlayan suni tohumlama, embriyo transferi ve genetik verim analizi gibi yöntemlerin uygulayıcı ve firmaları üzerinden yetiştiricilerin dolaylı olarak desteklenmeleri sağlanmalıdır. Bu uygulamalardan en yaygını olan suni tohumlama desteğinin yetiştiriciye doğrudan verilmesi artık işlevini yitirmiştir. Bu desteğin uygulayıcıya yönlendirilmesi, bölgesel özelliklere göre yeniden tasarlanması, kırsal bölgelerde geleneksel hayvancılığın sürdürülebilirliği için özellikli uygulamalar şeklinde destek programları geliştirilmesi uygulamanın yaygınlığını hızla arttıracaktır. Yetiştirici birlik ve organizasyonları ile üretimde güncel teknolojileri uygulayan servis sağlayıcı firmalar desteklerde aracı kılınmalı, bu firmaların ve birliklerin denetleme mekanizmaları yeniden tasarlanmalıdır. Türkiye yeni yüzyıl başında tarımsal desteklerini hızla gözden geçirerek yeni teknolojilerin altyapısını oluşturmaya yönelik planlamalıdır.
Uluslararası İşbirliği ve Ticaret
Önümüzdeki Yeni Türkiye Yüzyılı’nda Türk tarım ve hayvancılığı, uluslararası işbirliği ve ticaret yoluyla küresel varlığını genişletmeye devam edecektir. Türkiye, diğer ülkelerle bu alanlarda da stratejik ortaklıklar kurarak tarımsal yeni teknolojilere, pazarlara ve yatırımlara erişebilecektir. Uluslararası kuruluşlarla işbirliğini güçlendirerek, tarımsal araştırma ve geliştirme girişimlerine katılarak bilgi alışverişini kolaylaştıracak ve tarımda yeniliği ve yeni teknolojilerin gelişimini teşvik edecektir. Sürdürülebilir ticaret uygulamalarının teşvik edilmesi ve uluslararası standartlara bağlı kalınması, Türk tarım ve hayvancılık ürünlerinin itibarını yükseltecek, ihracatı ve yabancı yatırımı daha da artıracaktır.
Yol Haritasında Stratejik Adımlar
Önümüzdeki Yeni Türkiye Yüzyılı’nda Türk tarım ve hayvancılığının gelişimi, gıda üretiminin, çevresel sürdürülebilirliğin ve ekonomik büyümenin geleceğini şekillendirmek için muazzam bir potansiyele sahiptir. Türkiye, teknolojik ilerlemeleri, sürdürülebilir uygulamaları, çeşitlendirmeyi ve uluslararası işbirliğini benimseyerek, tarımda küresel liderler arasına katılabilir. Çiftçilerin, politika yapıcıların, araştırmacıların ve kırsal toplulukların ortak çabaları, Türk tarımı için müreffeh ve dirençli bir gelecek sağlayarak ve ulusun ve genel olarak dünyanın refahına katkıda bulunarak bu dönüşümü yönlendirmek için gerekli olacaktır.
[1] Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi.